Kıymetli buluntu, Mount Isa ile Townsville arasında yer alan Richmond kasabasında ortaya çıkarıldı. Bölge, daha önce de birçok önemli fosil keşfiyle adını duyurmuştu. İncinin çapı yaklaşık 2 santimetreye ulaşıyor.
Queensland Üniversitesi’nden paleontolog Profesör Gregory Webb, iki yıllık analiz süreci sonucunda incinin değerini doğruladı. “Bilimsel açıdan son derece değerli ve oldukça nadir bir örnek” diyen Webb, bu incinin Avustralya’daki fosil yumuşakçalar açısından en önemli buluntulardan biri olduğunu belirtti.
TURİST BULDU
İnci, 2019 yılında Kronosaurus Korner Müzesi’ni ziyaret eden bir turist tarafından keşfedildi. Richmond’da, ziyaretçiler müzenin paleontolojik kazı alanlarında kazı yapma izni alabiliyor; ancak bilimsel değeri olan her buluntunun bağışlanması şartıyla.
Uzun süredir gönüllü kazı yapan Barbara Flewelling, turistin kendisine verdiği nesnenin özel olduğunu hemen anladığını söyledi. Flewelling, “17 yıldır buradayız, bu türden ilk örnek bu” dedi. Pandemi kısıtlamaları ve müzedeki personel değişimi nedeniyle incinin doğrulanması gecikti.
Profesör Webb ve küçük bir araştırma ekibi, incinin iç yapısını zarar vermeden analiz edebilmek için yüksek teknoloji kullanarak detaylı bir inceleme yaptı. Bu tür teknolojilere olan yoğun talep ve sınırlı sayıda uzman nedeniyle sürecin uzun sürdüğü belirtildi.
MÜZEDE SERGİLENİYOR
İnci, incelendiği Brisbane’den yeniden Richmond’daki müzeye getirildi ve şu anda orada sergileniyor. Webb, daha önce yalnızca Güney Avustralya’daki Coober Pedy bölgesinden iki fosil inci çıkarıldığını, ancak onların opalize olmuş ve bu nedenle teknik olarak gerçek inci olmadıklarını ifade etti.
Richmond, 100 milyon yıl önce Eromanga Denizi ile kaplıydı ve bölgede Inoceramus adı verilen dev çift kabuklu istiridye türleri yaşıyordu. Bu istiridyeler, modern örnekleri gibi kabuklarına giren bir rahatsızlığı sarmalayarak koruma sağlamak için inci oluşturuyordu.
Profesör Webb, bu tür fosil keşiflerinin, eski canlıların ve ekosistemlerin değişen iklim koşullarına nasıl tepki verdiğini anlamada kritik olduğunu vurguladı. “Bu da bize günümüz biyolojisinin nasıl etkilendiğini ve gelecekte neler olabileceğini anlamamızda yardımcı oluyor” dedi.
